Bugun...


SADIK ÇELİK

facebook-paylas
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK MUTFAĞI
Tarih: 04-02-2019 10:20:00 Güncelleme: 04-02-2019 10:20:00


Her milletin, ülkenin ve toplumun sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına, tarihsel kimliğine, inançlarına, beslenme alışkanlıklarına, damak zevkine, tarımsal üretim ve yapısına göre şekillenmiş bir mutfağı vardır. Türk kültür hayatının önemli bir unsuru olan Türk mutfağı; aynı zamanda dünyanın en ünlü birkaç mutfağından biridir. Çeşit ve lezzet açısından olduğu kadar, yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri, özel gün yemekleri, mutfak araç ve gereçleri açısından da çok zengindir. Türk mutfağı denilince de Türk tarihi ve bu tarihin oluştuğu coğrafya akla gelmelidir.

Türk mutfağının yüzyıllar süren gelişimi, Türkler’in tarih boyunca yaşadıkları coğrafya ve bu coğrafyanın sunduğu malzemeler, geniş mutfak kültürünün oluşmasında büyük katkı sağlamıştır. 

Türk mutfağını tarihsel gelişimi içinde dört bölümde ele almak gerekiyor. 1040’dan önceki Orta Asya bölümüne ait bilgiler eldeki bulgulara göre kısıtlıdır.Göçebe yaşamına uygun olarak Türklerin koyun eti, at eti, buğday ve mamullerinden yapılan açma börek, ekmek gibi hamur işlerini kullandıkları belirtiliyor. Süt, yoğurt, ayran, kımız da kullandıkları belirtiliyor. Çinlilerden mantıyı aldıkları ileri sürülüyor. İslam öncesi kaynaklardan Orhun Abideleri’nde ölü aşından, geyik ve tavşan etleri yenildiğinden söz ediliyor. Selçuklular döneminde Divanü Lügat-it Türk’te, tutmaç, yufka, kavut (helva) gibi yiyeceklerden bahsediyor. Aynı dönemin diğer bir eseri Kutatgu Bilig, yemek düzenleri ve sofra adabı üzerinde duruyor. Yine aynı döneme ışık tutan Dede Korkut Hikayeleri yahni, şişlik ve dovga (toyga çorbası) gibi yemekleri anlatıyor. 

Orta Asya’da tarım, hayvancılık ve Aral Gölü çevresinde balıkçılık ile geçinen ve beslenen Türkler, daha sonra şartların uygunsuz hale gelmesi ile Anadolu’ya göç edip yerleşmişler ve Anadolu Selçuklu Devletini kurmuşlardır. Anadolu topraklarında daha önce bilmedikleri ve tanımadıkları ürünler ile karşılaşan Türkler, bu yeni ürünler ile önceleri basit daha sonrasında karmaşık pişirme teknikleri kullanarak zamanla çok zengin bir mutfak yaratmışlardır. Anadolu’daki tarım topraklarının verimliliği, üç tarafı denizlerle çevrili topraklar ve Kavimler Göçü’nde yaşanan kültürel çeşitlilik ile Türk mutfağı kavramı yavaş yavaş şeklini almaya başlamıştır.

Bugünkü Türk mutfağının temellerini Osmanlı Saray mutfağı oluşturmaktadır. Başlarda çok rafine, mütevazı ve gösterişten uzak sofralarda yemek yiyen Sultanların, sofraları gittikçe zenginleşip çeşitlenmiştir. Mutfağın özellikle önem kazandığı zaman ise Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethetmesi ile başlar. Müthiş bir zenginliğe sahip olan Sultan, imparatorluğun her köşesinden aşçılar ve farklı malzemeler getirtebilme gücüne sahipti. Bundan ötürü Osmanlı Saray mutfağının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Hatta Fatih döneminde saraya ilk defa çeşitli deniz mahsülleri alınmış ve hazırlanmıştır.

Mutfak ayrıca bir teşkilat olarak ele alındığında, mutfak rütbeleri ve aralarındaki ast-üst ilişkisi önem taşımaktaydı. Osmanlı’da mutfak teşkilatı, toplumsal bir kurum gibi çalışırdı. Saray mutfağının bir başka özelliği ise sultanın ve imparatorluğun ne kadar zengin ve güçlü olduğunu vurgulamasıydı. Bu bağlamda dosta ve düşmana bir mesaj verildiği düşünülürdü.

Türk mutfağı; Türklerin uzun yıllar, baharat yolunu denetim altında tutmasından dolayı Dünya’nın en gelişmiş mutfaklarından biridir. Baharatlar, etin ömrünü uzun kıldığı gibi terbiyelenmesi için de gereklilik arz eder. Tarım için uygun ve verimli arazilere sahip olmuş Türklerde, rençberlik ve hayvancılıktan dolayı; hem sebze hem de et yemek çeşitliliği vardır.

19. Yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu zayıflamaya ve güç kaybetmeye başlamıştır. Osmanlılar ise, Avrupa ülkeleri ile olan ilişkilerini iyileştirmek ve onların sempatisini kazanmak için yaşam tarzlarında değişiklik yapma yoluna gitmişler ve daha Avrupalı yani Batılı olmaya başlamışlardır. Bu değişiklikler yeme içme alışkanlıklarına da yansımıştır. Abdülmecit döneminde çağa ve yeniliklere ayak uydurma amacıyla Topkapı Sarayından çıkan Osmanlı hanedanı, Dolmabahçe Sarayına taşınmış ve masalarda, sandalyelerde, çatal ve bıçak ile yemek yemeye başlamıştır. Özellikle yabancı misafirleri olduklarında onlara en ala ziyafetleri sunmuşlar, mönülerde de Osmanlı ve Fransız mutfağından yemeklere yer vermişlerdir.

Cumhuriyet dönemi mutfağında Tanzimat ile başlayan yabancı mutfak etkisi görülmektedir. Ancak mutfak evlerde ana özelliklerini kaybetmemiştir. Son yıllarda küreselleşmeden mutfak da nasibini almış, dünyanın her türlü yiyeceği ve baharatları tüm mutfaklara girmiştir. Yöresel mutfaklar bu durumdan çok fazla etkilenmemiştir. Balkanlardan ana vatana geri dönen, göç eden Türkler, beraberinde mutfak ve yemek kültürlerini de getirip, Türk mutfağına yeni lezzetler eklemişlerdir. Özellikle çeşitli otlarla yaptıkları hamur işleri ve kendilerine özgü usulle hazırladıkları et yemekleriyle kültür harmanına çok büyük katkıda bulunmuşlardır.

Türk mutfağı, yemek sanatının çorbalardan tatlılara kadar giden bölümlerinin hepsinde son derece zengin örneklere sahiptir. Yemeği kültürle kaynaştıran müthiş bir zenginliği vardır.

Eskiden yer sofrasında yenilen yemek kültürümüzde,  günümüzde masa geleneği başlamıştır.Eskiden kalori ihtiyacı fazlaydı, günümüzde daha az kaloriye ihtiyaç duyuluyor, buna bağlı olarak yemek listelerinde değişikliğe gidiliyor. Turgut Özal dönemiyle ve daha sonra 1995 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması ile pek çok yabancı yiyecek maddesi marketlerimizde görülmeye başlamış, bu da yemeklerimizi değişikliklere uğratmıştır. Bu değişimler sofra geleneklerini etkilemese de yemekleri etkilemektedir.  Artık yemeklerimizde soya sosu, beşamel sos, ketçap, mayonez vb. hazır soslar ve ürünler kullanılmaktadır. Bu da yüz yıllardır özünü koruduğumuz hazine değerindeki yemek kültürümüze zarar vermektedir.

 



Bu yazı 5485 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI