Bizleri yoktan var eden Mevla’mıza hamd olsun, Efendimiz (s.a.v)' me, Ehli beytine ve Ashabına selam olsun.

Vücudumuzda önemli bir yeri olan, sağlıklı olduğunda bütün vücudun ve sistemin düzenli çalıştığı bir organdır kalp. Tıpkı hayatımızda olup, bize ve ailemize neşe katan gençler gibi. Nasıl ki bu organlarımızın zaman içerisinde yetişme olgunlaşma evresi varsa, gençlerimiz inde çocukluk aşamasından başlayan yetişme dönemi vardır. Yetişmelerinde onlara madden ve manen en büyük desteği esirgemeyen şüphesiz anne ve babalardır. Asrısaadet gülleri olan sahabe efendilerimize ve hayatlarına baktığımızda Ebeveynlerinin yönlendirmesiyle İslam’ı kabul edenlerde görmekteyiz. Bedenleri küçük yürekleri büyük olan sahabe efendilerimiz, kutlu mücadelede bulundukları vakit henüz yaşları küçük olanlarda vardı. Bu konuda aklımıza gelen bir kaçından bahsedelim.

Enes Bin Malik(r.a), henüz küçük yaşlarda iken Müslümanlığı kabul etmiş bir sahabedir. Annesi küçük sahabeyi efendimiz (s.a.v)'me hizmetkar olarak vermeyi düşünüp bu konuyu dile getirince, Efendimiz(s.a.v) bu güzel davranış karşısında çok memnun oldu ve Hz. Enes’i hiz­metine almayı kabul etti ve onun için şöyle dua etti:

“Yâ Rabbi, onun ço­cuklarını ve malını çoğalt ve ona verdiklerini mübarek kıl!” diye dua etti. Hz. Enes(r.a) bu dua se­bebiyle çok uzun bir hayat yaşadı, çok sayıda mal ve evlada sahip oldu.

Enes (r.a.) o günden Peygamberimizin (a.s.m.) ebedî âleme göç etmesi­ne kadar onun mukaddes hizmetinde bulundu. Re­sû­lul­lah’ın ilim ve feyzinden kana kana istifade etti. Ondan en çok hadis rivayet eden sahabeler den olma şerefini kazandı. Bugün birçok hadisi bu büyük sahabenin rivayetlerinden öğreniyoruz. Bu anlattığımız örnek ailelerimizin ve gençlerimizin örnek alabileceği en güzel örneklerden birisidir.

 Bir başka gonca ise, Mekke’nin en zengin ve en yakışıklı gençlerinden olan Mus’ab bin Umeyr dir. Müslüman olup ailesi tarafından hapsedildiğinde 18 yaşlarındaydı. O Mus’ab ki, daha sonra Medine’ye giderek orayı Kur’an’la, feraseti ve tatlı diliyle fethetti.

Bir yandan Efendimiz (s.a.v)'min övgüsüne layık olmuş ve kutlu fetihler kendisine nasip olan Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri, Allah hepsinden razı olsun.

Verdiğimiz örnekler bize yol göstericidir. Gençlerin ve yavrularımızın yetişmesinde bizlere çok büyük ödevler ve görevler düşmektedir.  Bizler onca varlığın içerisinde, son demlerine gelmiş teknolojinin içerisinde olmamıza rağmen, bataklığın içerisine çekilmeye çalışılan gençlerimize, Tv ekranlarında Aile hayatının mahvedilmeye çalışıldığı bu dönemde ailelerimize; hakkı ve  sabrı tavsiye edip doğruyu anlatabiliyor muyuz. Henüz ömrünün baharında olan yavrularımız  birileri tarafından madde bağımlısı hale getirilmeye çalışıldığı bu dönemde, gençlerimize sahip çıkma noktasında işin neresinde olduğumuz çok önemli. Bakınız hadisi şerİfte Peygamberimiz;

hiçbir gölgenin olmadığı Kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde gölgelendirilecekler sayılırken , Allah'a ibadet içinde yetişen gençler den bahsedilmektedir. (Buhârî, Ezan, 36; Hudud, 19; Rikâk, 24; Müslim, Zekât, 91) buyurmuştur.

Bakıldığında Allah'a ibadet için yetişen gençlerden bahsediyor ve bir başka hadiste gençliğin ve ömrün nerede harcandığının da hesabının verileceğini biliyoruz. O nedenle dir ki, yastığa kafamızı koyduğumuz zaman uykudan önce nefis muhasebesi yaparak kendimizi hesaba çekmemiz gerekir ve asrımızın ve gençliğimizin dertleriyle dertlenmemiz gerekmektedir. Bu arada aklımıza gelen şu cümle bize yol gösterici konumda dır. Bir gün dünyaya ait bir derdiniz olursa, Rabbinize dönüp derdim var demeyin, derdinize dönün benim büyük bir rabbim var deyin, sözünü unutmamalıyız. Nebevi metot yöntemini kullanarak ümmetin derdi ile dertlenen birer Abide şahsiyetler yetiştirmeyi de ihmal etmeyelim. 

Unutmayalım! Bugünün Gençleri Geleceğimizdir.

Selam ve Dua ile