Allah’ın sevgili peygamberi, Önderimiz Liderimiz ve rehberimiz olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin dünyaya teşrif ettikleri Rebiül evvel ayı içerisinde olmanın huzur ve mutluluğu içerisindeyiz. Salâtü Selam ve Tahiyyâtü ikram Efendimizin, Ehli beyti’nin ve bütün inananların üzerine olsun.  Bizim için önemi büyük olan iki kavram Hz. Peygamber (s.a.v)ve Gençler. Hz. Peygamber (s.a.v)’in dünyasında gençlerin yeri ve önemi çok büyüktür. Gençlere verdiği değer ve kıymeti yaşamının her ânında hissettirirdi. Sevgi ve merhamet gören gençler, Hz. Peygambere karşı büyük sevgi ve muhabbet beslerlerdi ve sevgilinin yolunda seve seve canlarını ve mallarını feda ederlerdi. Bu hal öyle oldu ki, İslama karşı çıkan anne ve babalarını uyarıp, onları İslam’a yani Allah’a ve Rasûlüne davet ederlerdi. Çok büyük fedakarlık gösteren, peygamber(s.a.v)’min kolu kanadı olan ve  büyük kahramanlıklar sergileyen şahsiyetlerin bir kısmı Sahabe neslinin gençlerinden oluşuyordu.  Ondan dolayı Hz. Peygamber ve gençlik konusu zamanımız gençlerinin ve bizim iyi bilmemiz gereken çok önemli bir konudur. Hz. Peygamberin sevdiği gençler anlatılırken “İmanı iyice öğrenen ve hayatında yaşayan genç” den bahsedilir. Bakınız, sevgili gençler.

Allah Rasûlü (s.a.v)sabah namazından sonra sahabelere dönünce iki sorarmış.

1.Soru: Bu gece aranızda rüya gören var mı? Varsa peygamberimiz tarafından yorumlanır, yoksa peygamberimiz gördüğü rüyayı anlatır ve yorumlardı.

2.Soru bu gece nasıl sabahladınız? der.

İçlerinde bir genç, 17 yaşında Haris bin Malik. (r.a), ayağa kalkıp  “hakiki bir mümin olarak sabahladım” ya Rasûlallah diyor. Efendimiz, her söz bir ispat ve doğrulama ister deyince haris anlatıyor.

Ya Rasûlallah bugünün gündüzünde oruçluydum, gecesinde Rabbime niyazdaydım namaz kılar zikir eder ellerimi Rabbime açarım.  Ellerimi açtığım esnada Meleklerin kalemlerinin hışırtısını arşı alada hissedecek kadar arşı alayı hissettim, deyince peygamberimiz gülümsüyor ve şöyle diyor. Ey Haris sen tepeden tırnağa kadar iman kesilmişsin diyor. Bakınız bu gencin yaşı daha 17. Diğer sahabe efendilerimizin hayatına bakalım.

Muaz bin. Cebel,  Müslüman olduğunda 18 Yaşındaydı. Haramı helali iyi bildiği anlatılmakta ve Kur’an-ı Kerimi en güzel okuyanlardan biri olduğu bildirilmektedir.

Musab bin Umeyr: Müslüman olduğunda 14Yaşındaydı. Ashab-ı kirâm'ın ileri gelenlerinden olup, Mekke'nin zengin ailelerinden birinin çocuğu olan, yakışıklı ve güzel giyinen bir gençti. Anne ve babası onun üzerine titrerdi. Özellikle, Mekke'nin en zenginlerinden sayılan annesi, oğluna güzel elbiseler giydirir ve güzel kokular sürerdi.Mekkeliler de onu hayranlıkla seyrederlerdi. Güzelliği Rasûllah’a birebir benzeyen bir şahsiyet. O yoldan yürüdü mü Kızlar onu görmek için mücadele ederdi.  Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v) de onun hakkında şöyle buyurmuştu:

"Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel giyinen, daha yakışıklı ve nimetler içinde yüzen başka bir genç görmedim." (İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

Hz. ALİ (Kerremallahü Veche): Müslüman olduğun da 10 yaşındaydı.  Ebu Talib’ in yükünü hafifletmek için 4 yaşından beri peygamberin yanında kalan ve 10 yaşında Müslüman olan kişidir. 'Güzel ahlakın, erdemin, olgunluğun, canlı örneklerine en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde böylesine büyük şahsiyetin, Müslüman gençler için iyi bir model olarak tanınması ve tanıtılması daha bir önem taşımaktadır.
Hz. Ali'nin İslamiyet'i yaymak için savaşlarda gösterdiği kahramanlıkları destanlaştırılarak dilden dile anlatılması gerekir. O'nun ahlakını örnek alanların, örnek olduklarını’da unutmayalım. Efendimiz(s.a.v)’in damadı ve 4. Halifesidir. Efendimizin soyu Hz. Ali ve Hz. Fatıma nın evliliğinden olan, cennetin gençleri lakabını alan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizden sürmüştür.

Çocukluğunda hiç puta tapmamıştır ve bundan dolayı KERREMALLÜHÜ VECHE diye,  “Allah yüzünü mükerrem kılsın şereflendirsin”, diye sahabe arasında anılan tek kişidir.

Zeyd bin Harise: îmân ettiğinde 15 yaşındaydı  Ashap arasında Rasûlullah’ın sevgilisi lakabıyla anılan sahabedir. Efendimiz’in âzâd ettiği kölesi  olan Zeyd, Peygamberimiz’i Tâiflilerin taşlarına karşı vücûdunu siper ederek korumaya çalıştığı esnâda genç ve yiğit bir delikanlıydı. Bugün 15 yaşında bir genç, acaba hangi sevdâların peşinde koşmaktadır?

Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah (R.a), İslâm ile şereflendiği zaman 10 yaşlarındaydı. 13 yaşlarında iken Uhud Savaşı’na katılmak istemiş, ancak çok genç olduğu için Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- izin vermemişti. Daha sonra büyük âlimler safının en başına geçerek en çok hadis rivâyet eden ikinci sahâbî olma şerefini elde etti. Günümüzde bu yaşlardaki bir gencin fikir dünyası hangi seviyededir acaba?

Abdullah bin Zübeyr , 7 veya 8 yaşına geldiğinde babası onu Efendimiz’e bey’at etmeye gönderdi. Rasûlullah(S.a.v)  Abdullâh’ı görünce tebessüm ederek ona yöneldi ve ondan bey’at aldı.

Allah Rasûlü’nün damadı Osman bin Affân, yaşadığı takvâ hayatıyla “ümmetin emîni” diye yâd edilme şerefine nâil olan Ebû Ubeyde bin Cerrah ve adâletiyle çağları aydınlatan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anhum-, îmân ettiklerinde 25 ile 31 yaş civârındaydılar.

En çok hadis rivâyet eden sahâbîlerden Câbir bin Abdullah –(R.a)-, İkinci Akabe Beyʼatiʼne katıldığında 15 yaşlarındaydı. Hayatını Allahın ve Rasûlün yolunda harcayan ve bu uğurda şehit olmayı göze alan nice genç sahabeler.

                                                                                                                                                                    Selam ve Dua İle