Divriği denince akla gelen ilk eser şüphesiz ki Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’dır. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren ilk mimari yapısıdır. Bu olağanüstü eser, 1985 yılında, 358 Liste Sıra No ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
UNESCO’nun Dünya Miras Sözleşmesi resmî internet sitesinde, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın üstün evrensel değeri taşıyan temel özelliklerini koruyarak bozulmadan kaldığı ifadelerine yer verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmî internet sitesinde ise bu hususta şu ifadeler yer almaktadır:“Divriği ve civarında en erken yerleşim Hititler Dönemi'ne kadar inmektedir. Yöre, Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından camii ile birlikte 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.”
Peki nedir UNESCO Dünya Miras Listesi?
Bu liste, Dünya Miras Komitesi’nin bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip olduğunu onayladığı kültürel, doğal ve karma miras alanlarını içeren listedir. Bu değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, bunlara sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla, UNESCO 17. Genel Konferansı, 1972 yılında Paris’te toplanmış ve 16.11.1972 tarihinde UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’yi kabul etmiştir.
Ülkemiz, UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’ye 14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı Kanun’la taraf olma kararı almış, 16.03.1983 tarihinde ise gerekli prosedürün tamamlanması ile resmen taraf olmuştur.
1972 Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi’ne göre oluşturulan ve Dünya Mirası Komitesi (DMK) tarafından belirlenen Dünya Mirası Listesi'nde Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen sayıca binin üzerinde miras yer almaktadır.
Dünya Mirası Listesi’ne dahil olabilme kriterlerinin neler olduğuna baktığımızda, bu listeye dahil olabilmek için, söz konusu alanların üstün evrensel değer sahibi olmasının yanı sıra belirlenen 10 seçim kriteri daha olduğunu görüyoruz. İlgili alanların listeye dahil olabilmesi için bu 10 kriterden en az birini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu kriterler şunlardır:
“1. İnsanoğlunun yaratıcı dehasını gösteren bir başyapıt olması;
2. Şehir planlaması veya peyzaj düzenlemesi, anıtsal sanatlar, mimari veya teknoloji alanlarındaki gelişmeler üzerinde, dünyanın belli bir kültür alanı veya zaman dilimi içerisinde, kayda değer bir insani değer etkileşimi sergilemesi;
3. Yaşayan veya yok olmuş bir medeniyete ya da bir kültürel geleneğe ait eşsiz veya üstün bir tanıklık teşkil etmesi;
4. İnsanlık tarihinin belli dönemi veya dönemlerini gösteren, üstün bir bina çeşidi, mimari veya teknolojik bütün veya tabiat örneği olması;
5. Geleneksel insan yerleşiminin, bir kültür veya kültürlere has kara veya deniz kullanımına veya özellikle de geri döndürülemez değişimlerin etkisi altında savunmasız hale gelen doğayla insan etkileşimine üstün bir örnek olması;
6. Üstün evrensel değere sahip yaşayan gelenekler veya etkinliklerle, fikirler veya inançlarla, sanatsal veya edebi çalışmalarla doğrudan veya somut bir şekilde bağlantılı olması (Komite bu kriterin tercihen başka bir kriterle birlikte kullanılmasını öngörmektedir);
7. Üstün doğal fenomene veya üstün doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip alanları içermesi;
8. İlk yaşam kaydı, arazi şekillerinin gelişmesinde süregelen önemli jeolojik süreçler veya önemli jeomorfik veya fizyografik özellikler de dâhil olmak üzere, dünya tarihinin ana aşamalarını temsil edecek nitelikte üstün örnekler olması;
9. Karada, tatlı suda, kıyısal ve denizsel ekosistemlerde, bitki ve hayvan topluluklarında süregelen ekolojik ve biyolojik sürece ve gelişimine üstün örnek teşkil etmesi;
10. Bilim açısından veya değerlendirmesinden üstün evrensel değere sahip olan ve tehdit altındaki türler de dâhil olmak üzere, biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için en önemli ve kayda değer doğal ortamları içermesi.”
Bu 10 kriter arasında 7 ilâ 10 arası kriterleri taşıyan alanlar doğal miras, 1 ilâ 6 arası kriterleri taşıyan alanlar kültürel miras, hem doğal hem de kültürel özellik taşıyan miraslar ise karma miras olarak değerlendirilir.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kültürel özellik taşıyan miraslardandır. Kültürel miras bakımından oldukça zengin olan ülkemizin bu listede güncel olarak 17 kültürel ve 2 karma miras alanı bulunmaktadır. Bu alanlar ve Dünya Mirası Listesi’ne giriş yılları şu şekildedir:
1. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) - 1985
2. İstanbul'un Tarihi Alanları (İstanbul) - 1985
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) 1985 - (Karma Miras Alanı)
4. Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) - 1986
5. Nemrut Dağı (Adıyaman) - 1987
6. Hieropolis-Pamukkale (Denizli) 1988 - (Karma Miras Alanı)
7. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla) - 1988
8. Safranbolu Şehri (Karabük) - 1994
9. Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale) - 1998
10. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) - 2011
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya) - 2012
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) - 2014
13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) -2014
14. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır) - 2015
15. Efes (İzmir) - 2015
16. Ani Arkeolojik Alanı (Kars) - 2016
17. Aphrodisias (Aydın) - 2017
18. Göbekli Tepe (Şanlıurfa) - 2018
19. Arslantepe Höyüğü (Malatya) - 2021
Bu mirasların yanı sıra ayrıca bu listeye önerilmesi öngörülmüş ancak henüz adaylık süreçleri tamamlanmamış miraslardan oluşan Geçici Liste de bulunmaktadır. Asıl listeye başvurulacak olan alanlar, geçici listeden seçilerek belirlenmektedir. Türkiye’nin Geçici Listede -2021 yılında güncellenen şekliyle- 77 kültürel, 4 karma ve 3 doğal olmak üzere toplam 84 mirası bulunmaktadır.
Üzerinde yaşadığımız toprakların barındırdığı eserler o kadar çeşitli ve o kadar kıymetli ki! Kültürel mirasın korunmasında şüphesiz bizlere de birey olarak büyük görevler düşüyor. İnsanoğlunun yaratıcı dehasını gösteren bir başyapıt olduğu kuşkusuz olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın değerini bilmek ve onu korumanın yanı sıra, gerek ülkemizde gerek dünyanın herhangi bir yerindeki kültürel varlıkların korunması ve sonraki nesillere aktarılması konusunda da hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu kapsamda ilk olarak bu konularda edindiğimiz bilgileri diğer insanlarla paylaşarak adım atmaya başlayabiliriz. Bizler kültürel mirasımızın korunması konusunda bilinçlendikçe ve çevremizi de bilinçlendirdikçe, suya atılan bir taşın etrafında genişleyen halkalar gibi bu bilinç yayılacak. Ve böylece bizlerden yüzlerce/binlerce yıl önce bu topraklarda oluşturulan eserler, bizlerden yüzlerce/binlerce yıl sonra bu topraklarda yaşayacak insanlarla buluşma şansını elde edecek. Biz de, insan olmanın ve insan olmaya çalışmanın zenginliğinde, bir altın parçası daha atmış olacağız cebimize…